16 Mayıs 2011 Pazartesi
ÇİÇEK İSİMLERİ
Aşağıda genel olarak çiçek isimlerini bulabilirsiniz. Ziyaretçilerimizden aşağıdaki listede olmayan Çiçek isimlerini göndermelerini beklemekteyiz.
açalya, açelya, adaçayı, ada karanfili, ağlayan gelin, akasya, amerikan hanımeli, ana kokusu, ananas, anasına babasına pay veren, ardıç, aslanağzı, ateş çiçeği, âvize fidanı, ay çiçeği, ayı pençesi, azelya, babunec, badem, ballıbaba, begonvil, begonya, benefşe, biberiye, boru çiçeği, boya çiçeği, buhurumeryem, cemali güzel, ciğerci sığırı, civan perçemi, çadır çiçeği, çadır perçemi, çakal nergisi, çalba, çan çiçeği, çarkıfelek, çıngırak otu, çiğdem, çingülü, çoban yastığı, çuha çiçeği, dağ çayı, dağ sümbülü, defne, deligül, devedikeni, devetabanı, dönbaba, ebegümeci, eğreltiotu, elma çiçeği, erguvan, erik çiçeği, eşek dikeni, eşek lâlesi, fesleğen, fındık çiçeği, fırıldık çiçeği, frezya, firuze çiçeği, fulya, galhatmi, gardenya, gâvur gülü, gecesefası, gelincik, gelinelçiçeği, geven, glayör, guğu çiçeği, gül, güldefne, gülgoncası, gülibrişim, gündöndü, günebakan, günüş gülü, hanım düğmesi, hanım sallandı, hanımeli, haseki küpesi, haşhaş çiçeği, hatmi, helyotrop, hercai menekşe, hezaren, horoz ibiği, hüsnüyusuf, ıhlamur, ıtır çiçeği, inci çiçeği, iris, itrişahi, kadife çiçeği, kahkaha çiçeği, kaktüs, kamelya, kan damlası, kandil çiçeği, karagözlüm, karanfil, kartopu, kasımpatı, kaynanadili, keşişbaşı, kevke, kına çiçeği, kirli hanım, koçuk, korunga, krizantem, kuşkonmaz, küpe çiçeği, küsme çiçeği, küstüm çiçeği, lâden ağacı, lale, lâle, lâle-i nu'man, lâtin çiçeği, leylak, leylâk, lilyum, lisan-i sevir, mahmur çiçeği, manisa lâlesi, manolya, melekotu, menekşe, menekşe gülü, menevşe, mersinağacı, meryamana eli, meryemana kandili, meyan, mimoza, mine çiçeği, mor salkım, mümüdük, müşgülüm, nane, nergis, nevruz çiçeği, nilüfer, orkide, orman gülü, ortanca, öksekotu, öksüzoğlan, öküz dili, papatya, patlak çiçeği, peleseng, petunya, piyan, portakal çiçeği, reyhan, rezene, sabun çiçeği, saffetiderûn, saksı çiçeği, saray çiçeği, saray patı, sardunya, sarı şebboy, sarmaşık, sediryaprağı, semen, sevgi çiçeği, sığırdili, sığırkuyruğu, sıklâmen, sim, susen, sümbül, sümbülteber, süsençiçegi, şakayık, şakayık-ı numan, şebboy, şeftaliçiçeği, terslâle, toprak kabul etmez, turna gagası, üçgül, vapurdumanı, yaban gülü, yanardöner, yasemin, yenibahar, yer somunu, yılan yastığı, yıldız çiçeği, yüksükotu, zambak, zerrin, zerrinkadeh, zeymuran, zeytinçiçeği, zülfüar
![]() |
MENEKŞE
Dünyanın bir çok yerinde yetişebilmekle beraber en çok kuzey yarımkürede yetişir. Ayrıca Hawai ve Güneydoğu Asya'da da yetişebilir.
Menekşe, menekşegiller (Violaceae) familyasına bağlı Viola cinsini oluşturan çoğunlukla saksılarda yetiştirilen bitki türlerinin ortak adı. 400 ile 500 arası türü bulunmaktadır. Dünyanın bir çok yerinde yetişebilmekle beraber en çok kuzey yarımkürede yetişir. Ayrıca Hawai ve Güneydoğu Asya'da da yetişebilir. Doğada aydınlık, fakat gölgede ve nemli bölgelerde yetişir.
Genellikle uzun ömürlü olabilen menekşe türü, bazen dönemlik de yaşayabilir. Yaprakları kalp şeklini andırır ve düzensiz, asimetrik (çarpık) çiçekleri bulunur. Bu çiçekleri menekşe familyasının içindeki türlerin ayırt edici özelliğidir. Çiçeklerinin rengi genellikle, çiçeğin adını verdiği menekşe rengindedir. Fakat mavi, sarı, beyaz, pembe ya da çok renkli açan türleri de bulunur. Çok bol çiçek açar, tüm bahar ve yaz döneminde çiçek açtığı görülebilir.
![]() |
Genellikle uzun ömürlü olabilen menekşe türü, bazen dönemlik de yaşayabilir. Yaprakları kalp şeklini andırır ve düzensiz, asimetrik (çarpık) çiçekleri bulunur. Bu çiçekleri menekşe familyasının içindeki türlerin ayırt edici özelliğidir. Çiçeklerinin rengi genellikle, çiçeğin adını verdiği menekşe rengindedir. Fakat mavi, sarı, beyaz, pembe ya da çok renkli açan türleri de bulunur. Çok bol çiçek açar, tüm bahar ve yaz döneminde çiçek açtığı görülebilir.
PAPATYA
14 Mayıs 2011 Cumartesi
Lale yaprakları uzun ve mızraksı, çiçekleri kadeh biçiminde türlü renkte olan güzel bir çiçektir. Lale’nin renkleri sarı, kırmızı, beyaz ve pembe başta olmak üzere dört renkten oluşur.Lale soğan şeklinde yetiştirilip her soğanından sadece bir lale çıkar. Çok tohumlu bir bitkidir. Lale’nin çiçekleri parlak olur ve lale hayat, aşk ve ölümsüzlük sembolü olarak bilinir. Lale’nin ana vatanı batı Asya’dır ve ilk olarak Türkiye de süs bitkisi olarak yetiştirilmiştir. Lale Hollanda da yaygın olarak yetiştirilir. Lale'yi insanlar 12.yüzyıllardan itibaren el sanatlarında süsleme motifi kullanmaya başlamışlardır. Lale kimi zaman şiirlerde kimi zaman ise türkü olarakda seslendirilir.
Lale kişiler arasında en çok sevilen ve diğer Avrupa ülkelerinde çok sevilen bir bitkidir. Genelde baharda yetişir. Seralarda ve çiçekçilerde yerini alır. Lale Osmanlı zamanında da çok sevilen bir bitki olmuştur. Osmanlı zamanında büyük yer almasının sebebi gerek şekli gerek ise anlamı lale’yi farklı kılmıştır. Lale’nin bir anlamı Arapça olarak okunduğunda Allah ters okunduğunda ise hilal ismini alır. Osmanlı devletinin ablemi ise hilal ve aydı. Lale sevgisi özellikle Osmanlı devleti’nin çöküş döneminde bir tutku haline gelmişti. Avrupa da topraklarını kaybetmeye başlayan Osmanlı devletinin tüm bahçe ve saraylarında ve kasırlarında lale’lerle donatılmış ve halkın bunaldığı bir zamanda bir nebze bile olsa güzel bir ortamda bulunma özlemini dile getirmek için kullanılıyordu. Bu döneme bu yüzden lale devri adı verilmiştir.
Lale’nin çiçeklenme zamanı Aralık ayı içerisinde başlar, mayıs ayına kadar çiçeklenirler. Lale soğanları mümkün olduğu kadar geç dikilmelidir. Lale serin ve karanlık bir yerde muhafaza edilmelidir. Lale çok beğenilen bir çiçek olup, özellikle bahar ayları lale en çok talebi olan çiçektir. Lale cam içerisine güzel bir buket yapılıp konulabilir, lale şık bir buket olarak ta müşteriye sunulur, kesme olarak da kullanılır. Genelde çiçekçilere kesme olarak ta gelir. Lale saksıda olduğu zaman ki ömrü geçici olur. Sıcak ortama dayanıklı değildir.
Lale koskoca bir devre ismini vermiş ve çok çeşidi bulunan bir zambakgillere ait bir bitkidir.
Lale kişiler arasında en çok sevilen ve diğer Avrupa ülkelerinde çok sevilen bir bitkidir. Genelde baharda yetişir. Seralarda ve çiçekçilerde yerini alır. Lale Osmanlı zamanında da çok sevilen bir bitki olmuştur. Osmanlı zamanında büyük yer almasının sebebi gerek şekli gerek ise anlamı lale’yi farklı kılmıştır. Lale’nin bir anlamı Arapça olarak okunduğunda Allah ters okunduğunda ise hilal ismini alır. Osmanlı devletinin ablemi ise hilal ve aydı. Lale sevgisi özellikle Osmanlı devleti’nin çöküş döneminde bir tutku haline gelmişti. Avrupa da topraklarını kaybetmeye başlayan Osmanlı devletinin tüm bahçe ve saraylarında ve kasırlarında lale’lerle donatılmış ve halkın bunaldığı bir zamanda bir nebze bile olsa güzel bir ortamda bulunma özlemini dile getirmek için kullanılıyordu. Bu döneme bu yüzden lale devri adı verilmiştir.
Lale’nin çiçeklenme zamanı Aralık ayı içerisinde başlar, mayıs ayına kadar çiçeklenirler. Lale soğanları mümkün olduğu kadar geç dikilmelidir. Lale serin ve karanlık bir yerde muhafaza edilmelidir. Lale çok beğenilen bir çiçek olup, özellikle bahar ayları lale en çok talebi olan çiçektir. Lale cam içerisine güzel bir buket yapılıp konulabilir, lale şık bir buket olarak ta müşteriye sunulur, kesme olarak da kullanılır. Genelde çiçekçilere kesme olarak ta gelir. Lale saksıda olduğu zaman ki ömrü geçici olur. Sıcak ortama dayanıklı değildir.
Lale koskoca bir devre ismini vermiş ve çok çeşidi bulunan bir zambakgillere ait bir bitkidir.
GÜL
Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu ve Trakya.
Mayıs-haziran ayları arasında, pembe, beyazımsı, sarı, kırmızı renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalımsı ve dikenli bir bitki. Gövdeleri silindir biçimli, yeşilimsi, esmer renkli, çok dallı ve dallar sık dikenlidir. Dikenlerin uçları kıvrık ve genellikle kırmızı renktedir. Yapraklar saplı ve kulakçıklı, 5-7 yaprakçıklıdır. Çiçekler dallarında tek tek veya kümeler hâlinde bulunur. Çanak yaprakları 5 parçalı, taç yaprakları ise çok parçalıdır. Çiçek tablası zamanla etlenerek, kırmızımtrak bir renk alır ve kuşburnu adı ile bilinir.
Deniz seviyesinden îtibâren, 3500 m yüksekliğe kadar, kâfi derecede rutûbetli ve geçirgen topraklarda yetişir.
Türkiye’de yabânî olarak yetişen 23 türü bulunmaktadır. Çok eski bir kültür bitkisidir. Menşei kesin olarak bilinmemekle birlikte, çoğu gül çeşitlerinin menşeinin Asya’nın mutedil bölgeleri olduğu kabul edilmektedir.
Güller çiçeklerine göre: Yalın kanat, yarım katmerli ve katmerli güller. Boylarına göre: Bodur, yüksek ve sarılıcı güller. Çiçeklenme zamânına göre: Yılda bir çiçek açanlar, yılda birden fazla çiçek açanlar ve yediveren güller diye sınıflandırılmaktadırlar.
Mayıs-haziran ayları arasında, pembe, beyazımsı, sarı, kırmızı renkli çiçekler açan, güzel kokulu çok senelik, çalımsı ve dikenli bir bitki. Gövdeleri silindir biçimli, yeşilimsi, esmer renkli, çok dallı ve dallar sık dikenlidir. Dikenlerin uçları kıvrık ve genellikle kırmızı renktedir. Yapraklar saplı ve kulakçıklı, 5-7 yaprakçıklıdır. Çiçekler dallarında tek tek veya kümeler hâlinde bulunur. Çanak yaprakları 5 parçalı, taç yaprakları ise çok parçalıdır. Çiçek tablası zamanla etlenerek, kırmızımtrak bir renk alır ve kuşburnu adı ile bilinir.
Deniz seviyesinden îtibâren, 3500 m yüksekliğe kadar, kâfi derecede rutûbetli ve geçirgen topraklarda yetişir.
Türkiye’de yabânî olarak yetişen 23 türü bulunmaktadır. Çok eski bir kültür bitkisidir. Menşei kesin olarak bilinmemekle birlikte, çoğu gül çeşitlerinin menşeinin Asya’nın mutedil bölgeleri olduğu kabul edilmektedir.
Güller çiçeklerine göre: Yalın kanat, yarım katmerli ve katmerli güller. Boylarına göre: Bodur, yüksek ve sarılıcı güller. Çiçeklenme zamânına göre: Yılda bir çiçek açanlar, yılda birden fazla çiçek açanlar ve yediveren güller diye sınıflandırılmaktadırlar.
12 Mayıs 2011 Perşembe
ÇİÇEKLERİN ANLAMLARI
AÇELYA : Nefse hakimiyet.
AÇELYA HİNT : "Gerçek şu ki, herşey bitti!"
ADAÇAYI Eşler arasında "Biz iyi bir aileyiz" mesajıdır.
AKASYA (PEMBE VEYA KIRMIZI): Güzellik, zerafet ve incelik; "Seni beğeniyorum."
AKASYA (BEYAZ): Dostluk; "Bizimki temiz bir sevgi, belki biraz arkadaşça..."
AKASYA (SARI): Platonik aşk, isimsiz aşık..
ANANAS: "Sen kusursuz birisin!"
ARDIÇ: "Seni koruyacağım!"
BADEM "Aşkımızın sürmesini ümit ediyorum."
BİBERİYE: Anma
ÇAN ÇİÇEĞİ: "Aşkımıza sadakatle bağlıyım!"
ÇİNGÜLÜ: "Zarif ve çok güzelsin!"
ÇUHA ÇİÇEĞİ: "Çok güzelsin."
DEFNE: Terfi eden kişilere gönderilir; "şan, ün, görkem" anlamı taşır.
EĞRELTİ OTU: Samimiyet.
ERİK: "Sözüme sadık kalacağım."
FESLEĞEN: İyi dilekte bulunmak için.
FULYA: "Sevgilim, geri dön!"
GARDENYA: "Beni unutma; gerçek aşkımsın..."
GELİN EL ÇİÇEĞİ: "Mutlu olabiliriz."
GÜL: Sevgiyi ifade eder.
GÜL (PEMBE): "Arkadaşımsın."
GÜL (KIRMIZI): "Seni seviyorum;
GÜL GONCASI (KIRMIZI): "Genç ve güzelsin."
HANIMELİ: "Sana olan bağlılığım sonsuza kadar sürecek."
IHLAMUR: Evli çiftler için "Seni seviyorum" anlamı taşır.
KAKTÜS İçtenlik; "Aşkımız için zorluklara katlanmalıyız!"
KAMELYA "Kusursuz bir aşıksın!"
KARANFİL Kişinin kendine olan öz saygısını ve güzelliği ifade eder.
KARAÇALI "Dostluğumuz uzun ömürlü olsun!"
KARANFİL (KOYU KIRMIZI) "Kalbimi kırdın!"
KARANFİL (PEMBE) "Seni unutmayacağım..."
KARANFİL (KIRÇILLI) "Üzgünüm, ama bitmek zorunda..."
KARANFİL (SARI) "Beni hayal kırıklığına uğrattın!"
KREZENTEM (BEYAZ) "Bana gerçeği söyle!"
LALE Aşkı ifade eder.
LALE (KIRMIZI) "Aşkımı itiraf etmek istiyorum!"
LALE (ALACALI) "Gözlerin çok güzel."
LALE (SARI) Umutsuz aşkı ifade eder.
MENEKŞE Alçakgönüllüğü ifade eder.
MENEKŞE (MAVİ) "Sana sadık kalacağım."
MENEKŞE (MOR) "Düşüncelerimi zaptettin!"
MELEKOTU "İlham kaynağımsın."
MERSİNAĞACI "Çok mutluyum, çünkü seni seviyorum!"
MİMOZA "Fazla alıngansın!"
NERGİS "Saygılarımla..."
ORKİDE "Aşkım, sen çok güzelsin, sen çok özelsin!"
ÖKSEKOTU "Sorunların üstesinden geleceğim."
PAPATYA Temiz bir kalbin simgesi.
PAPATYA (BAHÇE) "Fikirlerini paylaşıyorum."
PELESENK Sabırsızlık; "Aşkım, daha fazla bekletme!"
PETUNYA "Umudunu yitirme!"
PORTAKAL Karşılıklı aşk; "Ben de seni seviyorum."
REZENE Övgüye değer.
SARDUNYA "İçin rahat olsun, her zaman yanındayım!"
SARMAŞIK "Aşkıma sadığım!"
SEDİR YAPRAĞI "Senin için yaşıyorum."
SÜSEN ÇİÇEĞİ "Sana bir haberim var!"
YENİBAHAR "Acını paylaşıyorum."
AÇELYA : Nefse hakimiyet.
AÇELYA HİNT : "Gerçek şu ki, herşey bitti!"
ADAÇAYI Eşler arasında "Biz iyi bir aileyiz" mesajıdır.
AKASYA (PEMBE VEYA KIRMIZI): Güzellik, zerafet ve incelik; "Seni beğeniyorum."
AKASYA (BEYAZ): Dostluk; "Bizimki temiz bir sevgi, belki biraz arkadaşça..."
AKASYA (SARI): Platonik aşk, isimsiz aşık..
ANANAS: "Sen kusursuz birisin!"
ARDIÇ: "Seni koruyacağım!"
BADEM "Aşkımızın sürmesini ümit ediyorum."
BİBERİYE: Anma
ÇAN ÇİÇEĞİ: "Aşkımıza sadakatle bağlıyım!"
ÇİNGÜLÜ: "Zarif ve çok güzelsin!"
ÇUHA ÇİÇEĞİ: "Çok güzelsin."
DEFNE: Terfi eden kişilere gönderilir; "şan, ün, görkem" anlamı taşır.
EĞRELTİ OTU: Samimiyet.
ERİK: "Sözüme sadık kalacağım."
FESLEĞEN: İyi dilekte bulunmak için.
FULYA: "Sevgilim, geri dön!"
GARDENYA: "Beni unutma; gerçek aşkımsın..."
GELİN EL ÇİÇEĞİ: "Mutlu olabiliriz."
GÜL: Sevgiyi ifade eder.
GÜL (PEMBE): "Arkadaşımsın."
GÜL (KIRMIZI): "Seni seviyorum;
GÜL GONCASI (KIRMIZI): "Genç ve güzelsin."
HANIMELİ: "Sana olan bağlılığım sonsuza kadar sürecek."
IHLAMUR: Evli çiftler için "Seni seviyorum" anlamı taşır.
KAKTÜS İçtenlik; "Aşkımız için zorluklara katlanmalıyız!"
KAMELYA "Kusursuz bir aşıksın!"
KARANFİL Kişinin kendine olan öz saygısını ve güzelliği ifade eder.
KARAÇALI "Dostluğumuz uzun ömürlü olsun!"
KARANFİL (KOYU KIRMIZI) "Kalbimi kırdın!"
KARANFİL (PEMBE) "Seni unutmayacağım..."
KARANFİL (KIRÇILLI) "Üzgünüm, ama bitmek zorunda..."
KARANFİL (SARI) "Beni hayal kırıklığına uğrattın!"
KREZENTEM (BEYAZ) "Bana gerçeği söyle!"
LALE Aşkı ifade eder.
LALE (KIRMIZI) "Aşkımı itiraf etmek istiyorum!"
LALE (ALACALI) "Gözlerin çok güzel."
LALE (SARI) Umutsuz aşkı ifade eder.
MENEKŞE Alçakgönüllüğü ifade eder.
MENEKŞE (MAVİ) "Sana sadık kalacağım."
MENEKŞE (MOR) "Düşüncelerimi zaptettin!"
MELEKOTU "İlham kaynağımsın."
MERSİNAĞACI "Çok mutluyum, çünkü seni seviyorum!"
MİMOZA "Fazla alıngansın!"
NERGİS "Saygılarımla..."
ORKİDE "Aşkım, sen çok güzelsin, sen çok özelsin!"
ÖKSEKOTU "Sorunların üstesinden geleceğim."
PAPATYA Temiz bir kalbin simgesi.
PAPATYA (BAHÇE) "Fikirlerini paylaşıyorum."
PELESENK Sabırsızlık; "Aşkım, daha fazla bekletme!"
PETUNYA "Umudunu yitirme!"
PORTAKAL Karşılıklı aşk; "Ben de seni seviyorum."
REZENE Övgüye değer.
SARDUNYA "İçin rahat olsun, her zaman yanındayım!"
SARMAŞIK "Aşkıma sadığım!"
SEDİR YAPRAĞI "Senin için yaşıyorum."
SÜSEN ÇİÇEĞİ "Sana bir haberim var!"
YENİBAHAR "Acını paylaşıyorum."
ORKİDE çiçekli bir bitki. Familyası: Salepgiller (Orchidaceae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’da tabiî olarak yetişmekle birlikte kültür şekilleri sera ve salonlarda yetiştirilir. Çeşitli türleri yavru vatan Kıbrıs’ın “Beş Parmak Dağları”nda da yetişmektedir.
Sera ve salonlarda yetiştirilen süs bitkisi. Tropik, subtropik, ılıman ve hatta serin iklim kuşaklarında tabiî hâlde yetişir. 20.000’den fazla tür ve varyeteye sâhiptir. Bunlar içinde 15-20 tânesi süs bitkileri olarak yetiştirilmektedir. Bilhassa Ceologyne cristata, Odontoglossum grande, Paphiopedilum insigne ve Lycaste skinneri çok kolay yetişen ve ısı istekleri fazla olmayan türlerdir.
Orkideler, sera ve salon süs bitkileri içinde çok nârin, gâyet güzel, câzip, dekoratif ve uzun müddet dayanan çiçekleriyle kıymetli bitkilerin başında yer alır. Aynı zamanda bilhassa tropik orkideler kesme çiçek olarak da özel bir renk ve fon güzelliğine sâhiptir. Tropikal orkideler genellikle epifit olarak ağaçların üzerinde yaşarlar.
Yetiştirilmesi: Genel olarak sera veya çiçek pencerelerinde, gâyet aydınlık yerlerde bulundurulmalı, sâdece sabah ve akşam güneşine mâruz bırakılmalıdır. Orkidelerin büyük bir kısmında kök ve sürgün verme, ilkbahar ve yaz aylarına rastlar. Bu devrede bitkilerin nisbî rutubetçe yüksek yerlerde bulundurulmaları gerekir. Seralarda bunu temin maksadı ile bitkilere sık sık, çok ince zerreler hâlinde, kireçsiz su püskürtülmesi uygundur. Kireç ve klor ihtivâ eden su, orkidelerde gelişmeye derhal olumsuz etki yapar.
Orkide yetiştirilecek seraların aydınlık olması, iyi ısıtılabilmeleri ve sıcaklığın oldukça sâbit tutulabilmesi gerekir. Üretilmeleri, ilkbaharda saksı değiştirme esnâsında, ayırma sûretiyle yapılır. Ayrılan bitkiler, önce 6-8 santimetrelik küçük saksılara alınır ve iyice köklenmeyi müteakip 10 santimetrelik saksılara şaşırtılırlar. Saksı değiştirme işi, iki yılda bir olmak üzere mart ve nisan ayında yapılır. İlkbaharda çiçek açan türlerde ise saksı, çiçeklenme periyodundan sonra değiştirilir. Saksı değiştirme esnâsında, harç materyalinin, dış kısımları ve bitkinin ölü kök kısımları ayıklanıp uzaklaştırılır. Orkide yetiştiriciliğinde kullanılacak toprağın iri tâneli, gevşek geçirgen bir yapıya sâhip olması gerekmektedir.
Orkideler arasında ilginç tozlaşma örneklerine rastlanır. Bir kısım orkide türü, diğer çiçekler gibi renk ve balözleriyle böcekleri cezbederek tozlaşmayı kolaylaştırırlar. Balözü için çiçeğe konan böceklerin ayaklarına bulaşan çiçek tozları, böcekler aracığılı ile diğer orkidelere taşınır.
Renkleri, şekilleri ve kokularıyla böcekleri taklit eden ilginç orkide türleri de vardır. Dış görünüşü dişi yaban arasına benzeyen bâzı türler etrâfa yaydıkları dişi arı kokusuyla erkek arıları cezbederler. Erkek arılar bu orkideleri dişi arı zannederek çiftleşmek için üzerlerine konarlar. Bu sırada patlayan polen torbalarından arının baçağına çiçek tozları bulaşır. Böcek diğer orkideye konduğu zaman bu polenler böcek tarafından çiçeğe aktarılır.
Özellikle “Ophrys” orkide cinsinin türleri, renkleri, şekilleri ve kokularıyla çevre böceklerini taklit ederler. Büyük Bahama Adalarındaki “Oncidium” cinsi orkide türleri de bölgesel böceklere benzeyerek tozlaşmayı sağlarlar. Taklit yetenekleri dolayısıyla pekçok orkide; arı orkidesi, sondajcı böcek orkidesi, örümcek orkidesi gibi isimlerle anılır.
Sera ve salonlarda yetiştirilen süs bitkisi. Tropik, subtropik, ılıman ve hatta serin iklim kuşaklarında tabiî hâlde yetişir. 20.000’den fazla tür ve varyeteye sâhiptir. Bunlar içinde 15-20 tânesi süs bitkileri olarak yetiştirilmektedir. Bilhassa Ceologyne cristata, Odontoglossum grande, Paphiopedilum insigne ve Lycaste skinneri çok kolay yetişen ve ısı istekleri fazla olmayan türlerdir.
Orkideler, sera ve salon süs bitkileri içinde çok nârin, gâyet güzel, câzip, dekoratif ve uzun müddet dayanan çiçekleriyle kıymetli bitkilerin başında yer alır. Aynı zamanda bilhassa tropik orkideler kesme çiçek olarak da özel bir renk ve fon güzelliğine sâhiptir. Tropikal orkideler genellikle epifit olarak ağaçların üzerinde yaşarlar.
Yetiştirilmesi: Genel olarak sera veya çiçek pencerelerinde, gâyet aydınlık yerlerde bulundurulmalı, sâdece sabah ve akşam güneşine mâruz bırakılmalıdır. Orkidelerin büyük bir kısmında kök ve sürgün verme, ilkbahar ve yaz aylarına rastlar. Bu devrede bitkilerin nisbî rutubetçe yüksek yerlerde bulundurulmaları gerekir. Seralarda bunu temin maksadı ile bitkilere sık sık, çok ince zerreler hâlinde, kireçsiz su püskürtülmesi uygundur. Kireç ve klor ihtivâ eden su, orkidelerde gelişmeye derhal olumsuz etki yapar.
Orkide yetiştirilecek seraların aydınlık olması, iyi ısıtılabilmeleri ve sıcaklığın oldukça sâbit tutulabilmesi gerekir. Üretilmeleri, ilkbaharda saksı değiştirme esnâsında, ayırma sûretiyle yapılır. Ayrılan bitkiler, önce 6-8 santimetrelik küçük saksılara alınır ve iyice köklenmeyi müteakip 10 santimetrelik saksılara şaşırtılırlar. Saksı değiştirme işi, iki yılda bir olmak üzere mart ve nisan ayında yapılır. İlkbaharda çiçek açan türlerde ise saksı, çiçeklenme periyodundan sonra değiştirilir. Saksı değiştirme esnâsında, harç materyalinin, dış kısımları ve bitkinin ölü kök kısımları ayıklanıp uzaklaştırılır. Orkide yetiştiriciliğinde kullanılacak toprağın iri tâneli, gevşek geçirgen bir yapıya sâhip olması gerekmektedir.
Orkideler arasında ilginç tozlaşma örneklerine rastlanır. Bir kısım orkide türü, diğer çiçekler gibi renk ve balözleriyle böcekleri cezbederek tozlaşmayı kolaylaştırırlar. Balözü için çiçeğe konan böceklerin ayaklarına bulaşan çiçek tozları, böcekler aracığılı ile diğer orkidelere taşınır.
Renkleri, şekilleri ve kokularıyla böcekleri taklit eden ilginç orkide türleri de vardır. Dış görünüşü dişi yaban arasına benzeyen bâzı türler etrâfa yaydıkları dişi arı kokusuyla erkek arıları cezbederler. Erkek arılar bu orkideleri dişi arı zannederek çiftleşmek için üzerlerine konarlar. Bu sırada patlayan polen torbalarından arının baçağına çiçek tozları bulaşır. Böcek diğer orkideye konduğu zaman bu polenler böcek tarafından çiçeğe aktarılır.
Özellikle “Ophrys” orkide cinsinin türleri, renkleri, şekilleri ve kokularıyla çevre böceklerini taklit ederler. Büyük Bahama Adalarındaki “Oncidium” cinsi orkide türleri de bölgesel böceklere benzeyerek tozlaşmayı sağlarlar. Taklit yetenekleri dolayısıyla pekçok orkide; arı orkidesi, sondajcı böcek orkidesi, örümcek orkidesi gibi isimlerle anılır.
Karanfil Familyası: Mersingiller (Myrtaceae) Türkiyede yetiştiği yerler: Tabii olarak yetişmez.
10-20 m yüksekliğinde, yaprak dökmeyen ağaçlar. Vatanı, tropik Asya (Moluk Adaları, Zengibar) dır. Karanfil bildiğimiz süs karanfil çiçeğinden farklıdır. Yaz kış yeşil kalan yaprakları, meşin gibi serttir. Çiçekleri pembedir ve kiraz çiçekleri gibi demet halinde bulunurlar. Bu çiçeklerin kurutulmuş tomurcukları “karanfil” adını alır. Kurutulmuş tomurcuklar, 10 mm boyunda, çiviye benzer şekilde, ovaryumu hafif dört köşeli, dört taç ve çanak yaprağından meydana gelmiş olup, kırmızı-kahverenklidir. Çiçek sapları da karanfil adıyla satılmakta ise de ikinci kalite ürün sayılmaktadır. Karanfile koku ve lezzetini veren “eugenol” adındaki bir uçucu yağdır. Kurutulmuş tomurcuklar ezilip subuharı distilasyonuna tabi tutulursa % 14-20 kadar karanfil esansı denilen uçucu yağ elde edilir. Bu uçucu yağda % 80-90 kadar eugenol ve %3 kadar da asetil eugenol bulunur. Eugenol, hoş kokulu, kuvvetli antiseptik ve analjezik bir maddedir.
Kullanıldığı yerler: Karanfil çok eski çağlardan beri baharat olarak kullanılmaktadır. Eskiden saraylarda konuşacak kimseler, nefesleri güzel koksun diye karanfil kullanırlardı. Tıpta, diş hekimliğinde, diş tedavisinde ağrı kesici ve antiseptik olarak kullanılır. Gaz söktürücü bir etkisi de vardır. Diş macunlarının terkibine girer. Pasta ve şekercilikte, parfümeride ve sabun sanayiinde kullanılır. Ayrıca eugenol vanilin eldesinde kullanılan başlıca maddelerden biridir.
Bugün karanfilin en çok yetiştirildiği ve ihraç edildiği ülkelerin başında Zengibar ve Madagaskar gelir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)